.

Related Posts with Thumbnails

23 Ağustos 2009

julia dream

<<
julia dream, dreamboat queen, queen of all my dreams every night i turn the light out
>> özenle sardığı sigarasından bir nefes aldı julia, masasının üstüne düşen ufak ışığa doğru üfledi, izledi. sonra bir kez daha, daha derin nefes aldı, üfledi. üfledi dediysem hızlıca değil, yavaş yavaş.. hatta bir keresinde ağzını açtı duman hafifçe dışarı çıktı, kafasını geriye attı, duman havada kaldı, ışıkla savaştı. bunu tam beş defa yaptı. kafasını geriye attı demiş miydim? kafasını geriye attı. tavan koptu, gitti. yıldızlar geldi, elini uzattı yıldızlara, yetişemedi. sandalyenin üstüne çıktı julia, bir kere daha denedi, yetmedi. üstüne tabure koydu, yastık koydu, yine yetmedi. kitaplıkta fante'nin yanında duran tozdan aldı biraz, onu koydu, olmadı. aşağıya indi, dolabını açtı, kırmızı yırtık hırkasının içine saklanmış hüznü aldı bu kez. julia bir daha denedi, az kalmıştı. hüznü alıp, hırkanın içine geri gömdü, orada yeri yoktu, öyle yeri yoktu. masasına doğru yürüdü sonra, kurşun kaleminin içinden şiiri aldı, en üste koydu. artık çok yakındı, öyle yakındı ki yıldızın soğukluğunu parmak uçlarında hissediyordu. ellerini göğsüne soktu, iki yana çekti, parçaladı, aşk'ı aldı, nihayet yıldızlara değdi. tutundu, yıldızın üstüne çıktı. julia aşağıya baktı, sözcüklerden oluşan buluttan başka bir şey göremedi. öyle ki julia konuşulan her şeyin kelime kelime gökyüzüne çıktığına ve orada bir yerlerde kaldığına inanırdı. işte şu köşede "seni seviyorum" vardı, bu köşede "senden nefret ediyorum", hemen yanında "ama neden?", onun karşısında "julia dream". ve daha binlercesi.. julia köşedeki ışığı aldı avucunun içine, sıktı sıkıca, öyle sıktı ki kılıç gibi keskin ışık hüzmeleri ellerine battı, kesti. kanı aktı julia'nın, ışık gitti, üzerime yağmur diye yağdı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder