19 Eylül 2009
frankenstein
çocukken bizim izlemek için can atıp da izleyemediğimiz üç beş şeyden birisiydi frankenstein.
geceye doğru verilirdi, zaten biz çoktan uykuya dalmış olurduk ama bi gece misafirlikte denk gelmiştik biz buna çocuklar olarak, yusuf yusuf attığımızı ve içeri kaçtığımızı hatırlıyorum. nerden çıktı bu frankenstein diyecek olursanız, ki demezsiniz biliyorum kimsenin okuduğu yok çünkü aslkfjaskfjaskj, neyse diyecek olursanız ntv'nin dünya klasiklerinin çizgi roman hallerini yayınladığını da biliyorsunuzdur onu bitirdim şimdi ondan yazıyorum.
daha önce de macbeth ve dava'yı yayınlamışlardı, bu üçüncüsü oldu ama en güzeli sanki buydu. çizimler hepsinde çok güzel zaten ama hikayenin devamlılığı ve çekiciliğinin fantastik çizimlerle birleşmesiyle muhteşem bir hal almış, ondandır diğerlerini hakkında değil de bunun hakkında yazmam.
konuyu hepiniz biliyorsunuzdur zaten, victor frankenstein'ımız hayattan sıkılıp ulan ben bir canavar yaratayım madem der ve malum frank'imiz ortaya çıkar. bundan sonra frankenstein victor'un tüm yakınlarını öldürür, en başlarda kalbinde sevgi de olsa görünüşünden dolayı kendisinden korkan ve kurtulmaya çalışan insanları gördükten sonra, kalbindeki sevginin yerini nefret kaplar çünkü kimse ona normalmiş gibi yaklaşamaz. işbu sebepten dolayı frankenstein victor'u bulup ona, dişi bir canavar yaratmasını söyler, söyler ki victor daha fazla sevdiği insanları kaybetmesin. ama victor olasılıkları göz önüne alıp bu iki canavarın birbirlerini sevmemeleri durumunda bir felaket doğabileceğini sezer ve anlaşmayı yarıda bırakır. bunun üzerine frankenstein victor'a, düğün gecende görüşürüz der ve öyle de olur. düğün gecesi victor'un tüm çabalarına rağmen eşi elizabeth'i öldürür frankenstein. bunun üzerine victor frankenstein'ın peşine gider, kutuplara kadar. burada buzullarda kalmış geminin içine alınır, ki yoksa dışarıda ölecektir. geminin kaptanına her şeyi açıkladıktan bir süre sonra hastalanır ve yataktan çıkamaz, derken bir gün tek başına yatakta ölür ve bunun üzerine odasına giren kaptan orada frankenstein'ı görür. frankenstein kendi kendisini öldüreceğini söyleyip uzaklaşır.
1818'de yazılmış bu hikaye ve yayının önsözünde de bahsettiği gibi, o zamanlar bilimin hızla ilerlemesi sınırsız hayalgücünü ortaya çıkartmış, düşünsenize hastalar iyileştiriliyor, çözümsüz hastalıklara çözümler bulunuyor. o zamanlar böyle bir şeyi düşünmesi bile korku vericidir, ki yazar mary shelley de şöyle der yıllar sonra;
o zamanlar genç bir kız olan ben, böyle korkunç bir fikri nasıl da bulup geliştirdim?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
ademoğlunun yarattığı sanayi devriminin kendi elleriyle yarattığı canavara dönüşmesine göndermelerde bulunur okunulası,izlenilesi eser.. buarada yorum gönderemedim bir türlü gönderdiğimde karakter sorunu çıktı belki bende ya da sayfada karakter sorunu olabilir bilgine :)
YanıtlaSilyüzyıllar sonra görüyorum yorumunu :)
YanıtlaSilne olursa olsun muazzam bir hayalgücü