12 Eylül 2009
jim morrison
her şeyin ötesinde kendisi bir şair.
şu müzik dünyasındaki en etkileyici insanları say deseniz, bir kendisini bir kurt cobain'i bir de john lennon'ı sayarım herhalde.
hayatını zaten az çok biliyorsunuzdur ama kendisini en çok etkileyen şey küçükken arabayla yolda giderken kaza yapmış ve ölmek üzere olan kızılderilileri görmesidir. hatta sonraları o ölen kızılderililerin ruhlarının kendisine geçtiğini de söyleyecektir.
kendisi diyor;
"The first time I discovered death... me and my mother and father, and my grandmother and grandfather, were driving through the desert at dawn. A truckload of Indians had either hit another car or something- there were Indians scattered all over the highway, bleeding to death. I was just a kid, so I had to stay in the car while my father and grandfather went to check it out. I didn't see nothing- all I saw was funny red paint and people lying around, but I knew something was happening, because I could dig the vibrations of the people around me, and all of a sudden I realized that they didn't know what was happening any more than I did. That was the first time I tasted fear... and I do think, at that moment, the souls of those dead Indians- maybe one or two of them-were just running around, freaking out, and just landed in my soul, and I was like a sponge, ready to sit there and absorb it."
dedim ya her şeyin ötesinde, kendisi şairdir diye. zamanında ulysses'i okuyup anlayan tek öğrenci olduğu da söylenmiştir kendisi hakkında, baudelaire, rimbaud okumuş ve şiirler yazmıştır, ki şarkıları da birer şiirdir bence.
ı’m gonna love you, till the heavens stop the rain
ı’m gonna love you
till the stars fall from the sky for you and i
farklı birisydi, sürüngen kraldı belki de. tanrılar yeni yaratıklar'da da bunu görüyoruz, şarkılarda da aynı şekilde. hayata farklı bir yönden bakıyordu ve tüm tanrılar gibi 27'sinde gitmeyi tercih etti o da. yazacak tonla şey var, şimdi yazasım yok, şarkılarıyla yetiniyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder