28 Mayıs 2010
kıskanmak
izlediğim zeki demirkubuz filmleri içinde belki de en başarısız olanıydı.
zeki demirkubuz, nuri bilge ceylan, serdar akar.. bunlar hep samimi diyaloglar ve yapmacık olmayan hareketlerle bizi kendilerine çektiler. masumiyet'teki o yapay olmamak durumu kıskanmak'ta tamamen tersine dönmüş.
berrak tüzünataç seçimini anlamak zor, bana güzel gelmediğini bir yana bırakırsak oyunculuk adına da bir şey yaptığını söylemek zor geliyor bana. oyunculuk biraz da yalan söyleyebilmekle alakalı, gerçeğe ne kadar yaklaşırsan o kadar iyi. ama filmde gerçeklikten o kadar uzak ki insanlar, kasıntı muhabbetler, gelişigüzel değil de bir yerlerden okunan metinler, sizler bizler havada uçuşuyor.
geçmiş zaman filmi olmasıyla bugünkü türkçeye yakın bir şeyler beklentisi içine sokmuyor zaten izleyiciyi ama o zamanlar insanlar "siz" yerine "sen" de diyorlardır elbette. konuya gelirsek, elbette kıskanmak üzerine film. güzelliği kıskanan, kendine göre çirkinliğin en sonunda kendinin ve herkesin hayatını zindana çevirmesiyle son buluyor.
güzellik, çirkinlik, kıskançlık konusunda çok şeyler yazılabilir hiç girmiyorum, benim için beklentileri karşılamayan bir film oldu kıskanmak.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder