10 Kasım 2009
this is it
üç gün önce izlediğim belgesel/film.
bir milyonluk bir şehirde saat ikide ve gösterimin olduğu tek sinemada filmi tek başıma izlemem durumunu irdelemeyi istemiyorum. film ya da belgesel ne derseniz deyin, afişte dediği gibi tanımadığımız bir adamı keşfediyoruz.
son turnesi olacak olan this is it üzerine bütün film, öyle geçmişiyle ilgili bir gösterim yok, tabi sen çıkartabiliyorsun. geçenlerde muazzez abacı'nın kemancısını dövdüğü görüntüler falan çıkmıştı, filmi izlerken direkt akla o geliyor, yapılan her yanlıştan sonra michael "provaları bunun için yapıyoruz hadi bi daha deneyelim" diyor, tanrı sizi kutsasın ve sevgi sözcüklerini dilinden düşürmüyor. hal böyle olunca hala o yuvarlak popolarından konuları kavrayıp bu adama bok atanları görmek beni hala deli ediyor. michael jackson üzerine uzun bir yazı yazmayı düşünüyorum zaten ama şimdi çok girmeyeceğim içine.
sadece şunun bilinmesi lazım, bu adamın kalbinde çoğumuzda olmayan bir sevgi var-dı. yani provalarda falan görüyorsun adamın ne kadar sevgi dolu olduğunu, sonra yaşadığı onca şey var. ölümüne de hiç değinmiyorlar filmde, yani sadece this is it ile alakalı bir film bu, gerçi yine ağlatıyor orası ayrı. bir de müziğe ne kadar hakim olduğunu görüyorsunuz filmde, sanırım ilk kısmındaydı, çalınması gerekeni sesiyle yapıyor ve işte orası inanılmaz, izlemeniz lazım. filmdeki en eğlenceli yan ise michael'ın rahatça yaptığı hareketleri dansçıların joseph joseph nidalarıyla yapmaya çalışmaları.
ölümü hakkında birkaç şey söyleyeyim, filmde görüldüğü kadarıyla sağlığı gayet yerinde michael'ın, yani denildiği gibi büyük ihtimalle doktorun bir hatası vardı burada.
iki hafta gösterimde kalacak, sonlara geliniyor sanırım, eğer ki imkanınız varsa, sevmeseniz bile izlemenizi tavsiye ederim, sadece bir film gibi değil çünkü, çıkarımlar yapmak serbest.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder