04 Haziran 2010
(moral bozukluğu ve) 31
yani, çok güzel gerçekten de.
bir günde çekilmiş bir film moral bozukluğu ve 31. son zamanlarda izlediğim en keyifli filmdi, tek başıma izlememe rağmen muazzam eğlendim. oyunculuklar diyaloglar o kadar güzel ve o kadar doğal ki. özellikle deniz alnıtemiz muhteşem.
filmde olmasa iyi olurdu dediğim tek sahne dans sahneleri. hakkaten biraz recep ivedik kokuyor.
ne diyeyim, izleyin. zaten satış yok, korsan olarak satılıyor!
http://moralbozukluguve31.com/
01 Haziran 2010
başka semtin çocukları
yönetmen aydın bulut'un dizileri bırakıp daha fazla film çekmesi gerekiyor.
gaziosmanpaşa'da geçiyor film, böyle delikanlılık havaları. yine insanlığın en büyük suçu olan güce tapmak durumları arasında işlenen cinayetler, alınan hayatlarla devam edip bitiyor.
filmin sonu sürpriz bir şekilde bitiyor, ben tahmin edememiştim. sonu daha oturaklı olsun diye belki "nedenler" fazlalaştırılıp daha gerçekçi kılınabilirdi ama yine de şaşırtıyor. ismail hacıoğlu hakkında da bir şeyler söylemek gerekiyor sanırım, nedendir bilmem oyunculuğu bana çok etkileyici gelir bu adamın. oynadığı dizilerde de -ki sadece bir tanesine denk gelebildim bunca yaşantımda-, oynadığı filmlerde de karaktere tam uyuyor ya da ona tam uyan karakterler veriliyor. bu filmde de gerçekten çok iyi.
film dediğimiz gibi güç ekseninde ilerliyor. şehrin ve insanların bir kenarına itilmişlik, bundan kaynaklı bir ezilme duygusu ve bunu karşılamak için başvurulan güç/delikanlılık durumları. takım elbiseler, rugan ayakkabılar "adam" olmak için yeterli oluyor bu yerlerde. bilseler ya o öyle olmuyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)